-
BURAK GENÇ
Tarih: 05-07-2025 17:01:00
Güncelleme: 05-07-2025 17:01:00
Çeşme’de çıkan yangın, sadece bir doğa olayı olarak geçiştirilemez. Bu yangın, yıllardır izlenen rant politikalarının, ihmallerin ve kamusal sorumluluğun bilinçli olarak geri çekilmesinin doğrudan sonucudur. Ağaçlar, zeytinlikler, tarım alanları, yaşam alanları hepsi bir gecede kül oldu. Fakat bu yıkım bir anda ortaya çıkmadı. Her yaz yeniden yaşanan bu felaketler, düzenin içkin bir parçasına dönüştü. Önlenebilirdi, engellenebilirdi, müdahale daha hızlı yapılabilirdi. Yapılmadı.
Ormanların yanması artık doğrudan bir iklim meselesiyle açıklanamıyor. Uçakların yetersizliği, gece görüş sistemlerinin eksikliği, helikopterlerin sınırlı uçuş kapasitesi ve yer ekipmanlarındaki zayıflık tesadüf sayılmaz. Bunlar, doğayı korumayı bir görev olarak gören bir yönetim anlayışından uzak durmanın sonucudur. Yıllardır kamu eliyle yürütülmesi gereken işler ya özelleştirildi ya etkisizleştirildi ya da bütçeleri kırpıldı. Orman bir yaşam alanı olarak değil, yatırım planlarının önündeki boşluk olarak görüldü.
Yangın ilerledikçe sadece ormanlar yanmadı, hayvan barınağı da tehdit altına girdi. O barınakta yaşayan canlılar alevlerin kıyısındayken, gönüllüler ve yurttaşlar canla başla devreye girdi. Saatlerce süren bir çabayla, oradaki canlar güvenli alanlara taşındı. O anlarda koşan, taşıyan, organize olan herkese gönülden teşekkür etmek gerekir. Bu halkın vicdanı, refleksi, sahiplenme duygusu olmasa, bu yangının bilançosu çok daha ağır olurdu.
Çeşme’de uzun süredir gündemde tutulan “Turizm Projesi” hepimizin malumu. Şimdi o projeyle örtüşen bölgelerde yangın çıktı. Bu örtüşme göz ardı edilemez. Umarım bu yangın, yıllardır dayatılmaya çalışılan o projeye gerekçe olarak sunulmaz. Umarım yaşanan yıkım, yeni bir imar bahanesine, yeni bir otoyol ya da beton hamlesine dönüşmez. Fakat biliyoruz ki geçmişte her felaketin ardından sermaye projeleri hız kazanmışsa, bu defa da dikkat kesilmek şarttır. Bu halk, yanan ormanların yerinde yükselen otelleri unutmadı. Bu belleği hiç kimse küçümsememeli.
Yangınla mücadele eden orman işçileri, köylüler, itfaiyeciler, belediye ekipleri, gönüllüler… herkes canla başla emek verdi. Ancak bu çaba, felaketin nedeniyle değil, sonucu ile ilgilidir. Esas sorun, bu yangının neden bu kadar büyüdüğü, neden durdurulamadığı, neden her yaz aynı acının tekrarlandığıdır. Ve bu soruların cevabı, doğrudan siyasi tercihlere bağlıdır. Doğaya dair koruma politikaları işletilmedi. Önleyici mekanizmalar güçlendirilmedi. Doğal yaşam alanları planlı biçimde parçalandı.
Çeşme halkına geçmiş olsun. Fakat bu yalnızca teselliyle geçiştirilecek bir durum değil. Sorumlular hesap vermediği sürece hiçbir yara tam anlamıyla sarılamaz. Yangınlar hafızada kalır. Fakat daha önemlisi, o hafıza hesap sormaya başladığında yeni bir düzenin zemini oluşur. Artık geçmiş olsun demek yeterli değil; hesap zamanı çoktan geldi.
- Barışı NATO’dan Öğrenecek Değiliz!
- Tarih Hangi Bakış Açısıyla Öğrenilmeli?
- 1 Mayıs: Emeğin Tarihi, Sınıfın Yarınıdır
- Simgeler, Renkler ve Yasaklar
- Tutuklamalar, Gözaltılar… Ama Unutmayın: Fikirlere Biber Gazı İşlemez
- Burçlar: Kadercilik Masalı
- Sanatta Tekelleşme
- Sağlık Satılık Değildir!
- Kartalkaya Yangını: İhmalin Bedeli
- Yankee Go Home
- Meta Fetişizmi: Günümüz Toplumunun Görünmeyen İdolü
- Doğaya Karşı Rant Kaybetti