-
BURAK GENÇ
Tarih: 12-04-2025 21:18:00
Güncelleme: 12-04-2025 21:18:00
1933’de New York’taki Rockefeller Center’ın duvarında dev bir resim yükseliyordu. Meksikalı devrimci sanatçı Diego Rivera, “Kavşaktaki Adam” adlı eserini yaratıyordu. Çeliği, kömürü, üretimi, grevi, öfkeyi… Ve Lenin’in yüzü vardı. Kapitalizmin kalbinde, bir sosyalist simge. Egemen güçler panikledi. İlk adım olarak resmi sansürlemeye çalıştılar. Ardından, tüm duvarı yıktırdılar. Çünkü bilirlerdi: Bir resim, bir sloganın anlatabileceğinden çok daha fazlasını anlatabilir.
Bu coğrafyada da manzara çok farklı değil.
Bir resmin susturulması, halkın susturulmasının bir başka yoludur. Çünkü sanat, halkın belleğidir. Renkler kelimelerden daha hızlı yayılır. Sarı bir zemin üzerine çizilen siyah bir yumruk, yalnızca bir figür değil, bir çağrıdır. O yumruk sessizdir, ama gücü büyüktür. Egemenler, böyle simgelerden, renklerden, çizgilerden korkarlar. Ve sanatın gücünü kırmak için yasakları, sansürleri devreye sokarlar.
Kırmızı mesela…
Bu topraklarda, kırmızı sadece bir renk değildir.
Bir şairin dizelerinde, bir işçinin alnında, bir devrimcinin afişinde, her zaman aynı şeyi anlatır: cesareti, mücadeleyi, umudu. Kırmızı, aynı zamanda hafızadır. Greif işçilerini, Soma’yı, Gezi’yi hatırlatır. O yüzden, kırmızıdan korkarlar. Çünkü o renk, unutulmaya çalışılan tarihleri barındırır. O renk, egemenlerin unutturmak istediği hikâyeyi anlatır. Ve bu yüzden tehlikelidir.
Bir arkadaşımız zamanında bir iş yaptı.
Yıkılmış bir fabrikanın enkazından çıkardığı kırmızı halatı, kent meydanına gerdi. Halat kırıktı, yorgundu, kirliydi. Ama taşıdığı gerçeklik büyüktü. Sergisi iptal edildi. Gerekçe: “Rahatsız edici atmosfer.” Evet, rahatsız etti. Çünkü o halat, unutulmaya çalışılan bir sınıfın hatırasını taşıyordu. Yani bir simgeydi. Ve simgeler tehlikelidir, yasaklanır.
Bugün sadece renkler değil, imgeler de tehdit olarak algılanıyor.
Bir el işareti, bir maskenin şekli, bir yüz silueti… Her biri politik bir anlam taşıyor. Bakın etrafa: afişler, logolar, duvar resimleri… Hepsi, gözaltında. Çünkü artık herkes biliyor: Görsel olan politiktir. Ve politik olan, kontrol altına alınmalıdır.
Bir mahalle duvarına çizilen başı dik bir kadın figürü — elinde kitap, gözleri ileriye bakıyor — birkaç gün içinde silindi. Altında ne yazı vardı, ne slogan. Ama sistem için fazlasıyla anlam taşıyordu: özgüven, düşünce, direnç. Çünkü bu ülkede kadın, eğer dik duruyorsa, bir de kitap taşıyorsa, bu bile susturulmalıdır.
Sansür artık doğrudan gelmiyor.
Açıkça “yasak” denmiyor. Artık sanatçılara daha ince, daha gizli yollarla yaklaşılır. “Bu yıl bunu sergilemeyelim.” “Biraz daha soyutlaştıralım.” “Fon bulamayız.” “Şirket desteklemez.” Bu cümleler değişir ama hedef hep aynıdır: Sanatın politik dilini bastırmak. Çünkü biliyorlar: Sanat, halkı uyandırabilir.
En tehlikeli olanı ise, sanatçının kendi kendini sınırlamasıdır.
“Bunu yaparsam başıma iş gelir mi?” diye düşünmeye başladığında, sansür zaten başarmıştır. O soruyla, sanatçı geri çekilir. Ve en parlak renkler bile solmaya başlar.
Ama halktan yana olan sanatçı, bu oyunu bozandır.
Fonla, galeriyle, küratörle hizaya getirilemez. O, dışlandığı her yerde başka bir dil kurar. Afişi sökülürse, yenisini yapar. Galeriden kovulursa, duvara döner. Yüzü sansürlenirse, çoğaltır. Çünkü bilir: Asıl sergi sokaktadır. Asıl izleyici halktır. Ve asıl mesele, görünmek değil, görünenden rahatsız etmektir.
Direnişin estetiği vardır.
afişlerde, grev pankartlarında, duvarlara çizilen resimlerde… O işleri yapanlar, ödül ya da takdir beklemezler. Onlar boyayı toprağa değil, halkın belleğine damlatırlar. Ve o bellek kolay silinmez.
Simgeler yasaklandıkça çoğalır.
Renkler bastırıldıkça parlar. Çünkü sanat halktan yanaysa, durdurulamaz. Çünkü sanat halktır. Ve halk unutmaz.
- Tutuklamalar, Gözaltılar… Ama Unutmayın: Fikirlere Biber Gazı İşlemez
- Burçlar: Kadercilik Masalı
- Sanatta Tekelleşme
- Sağlık Satılık Değildir!
- Kartalkaya Yangını: İhmalin Bedeli
- Yankee Go Home
- Meta Fetişizmi: Günümüz Toplumunun Görünmeyen İdolü
- Doğaya Karşı Rant Kaybetti
- Modern Sanatta Absürtlük ve Tüketim Eleştirisi
- Her Şeyi Bildiklerini Sananlara Selam
- 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’mız kutlu olsun!
- Enternasyonal Marşı’nın Doğuşu: Paris Komünü’nden Dünya’ya Yayılan Umut