-
ENGİN ÖNEN
Tarih: 21-04-2025 22:55:00
Güncelleme: 21-04-2025 22:55:00
Ülkede son zamanlarda yaşanan yargı olayları, uzun yıllardır yaşanmamış derecede tutarsız ve hukuksuz hamleleri içermektedir. Dava dosyaları, yargılamaya gerek duymadan tutuklamalar, belgesiz ve kanıtsız iddianameler o kadar çoğaldı ki, yargı adeta iktidarın sopasına dönüştü.
Çeşme’de bir süredir Port Alaçatı’da yaşanan olaylar akıl alır gibi değildi. Belediyenin de ortak olduğu şirketin, gecekondu fiyatına villalar sattığı ve bu sayede vergi kaçırdığı, belediyeyi de zarara uğrattığı haberleri yapıldı defalarca.
Biz de yerel kalkınma projesi diye yola koyulan, hazine arazilerinin bu gerekçeyle belediyeye devredildiği ve bazı şahıs arazilerinin de kamulaştırıldığı bu sürecin sonucunda, ortaya ne yerel kalkınma ne de kamu yararı çıkmadığını defalarca yazdık. Kamu arazileri özelleştirilmiş ve belediye ve müteahhit işbirliği ile kamunun zarara uğratıldığı bir örnek Port Alaçatı.
Yerel halkın ve kamunun dışlandığı bir elit gettosu.
Bu iddialar ile süren bir dava var zaten. Bu dava tutanaklarında da, sanık ifadeleri de bunları doğruluyor zaten. Ucuz satıp, gerçek parayı paylaşın gibi bir yaklaşım, tutanaklara da geçmiş.
Belediye Başkanı uzun süre bu şirketin yönetim kurulu başkanlığı yapmış. Aile üyeleri de işin içine girmiş. Bazı Başkanlar da şirkette hisse sahibi bile olmuş. Yani Belediye mülkleri azalırken, bazı kişilerin ve siyasilerin payları artmış.
Ortaya çıkan son olay, Belediyeye ait olan bir arsada çok sayıda kaçak villa inşaatının yapılmış olmasıydı. Fotoğraflarla ve planlarla bu durum gözler önüne serildi zaten. Evinin önündeki kanala teknesini bağlayanlar veya bahçesine lüks arabasını park edenler, tahminen bu villaları noter sözleşmesi ile almış olsalar gerek.
Belediye, yetki sınırları içindeki kaçak yapılaşmayı engellemek şöyle dursun, kendi arsasına bile kaçak inşaata göz yummuş. Şaka gibi değil mi? İnşaat izni ve oturma raporu olmayan bu lüks villalara yeni sahipleri yerleşmiş bile.
İddialar bunlar. Bunların bir kısmını Çeşme Belediye Meclis üyesi Av. Hakan Çalı savcılığa suç duyurusunda bulununca da öğrendik. Ayrıca Çeşme Çevre Derneği de hem kıyı kanununa muhalefet hem de kamu zararı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
Bütün bu olayları, Çeşme’de Objektif Çeşme adıyla bir elektronik gazete yayınlayan arkadaşımız Selma Artar haber yaptı. İyi yaptı, doğru yaptı. Çünkü gazetecilik işi, kamuoyunu bilgilendirme işidir.
Peki, sonra ne oldu? Bu suç duyurularına ilişkin henüz savcılığın bir hamlesinden haberdar olmadık. Ama Savcılık ne yaptı biliyor musunuz? Bu suç duyuruları hakkında henüz işlem yapmadı ama bunları haber yapan Selma Artar’ı, şirket yöneticilerinin şikayeti üzerine ifadeye çağırdı.
Hem de iki defa.
Şaka gibi değil mi?
Vergi kaçıdırlar diye ihbar var. Belediye zarara uğratıldı diye ihbar var. Belediye arsasında kaçak inşaatlar tamamlanmış diye ihbar var. Ama gazetecilik yapan Selma Artar’ın ifadesine başvuruluyor.
- PORT ALAÇATI’DA YASA DIŞI FAALİYETLER
- PORT ALAÇATI KARA DELİK Mİ?
- PORT ALAÇATI’DA NELER OLUYOR?
- ÇEŞME’NİN BİTMEYEN ÇİLESİ
- UNUTMAMALI: Çeşme Projesi İptali
- Cumhuriyet ve Zihniyet!
- Medya’nın tarafsız ve bağımsız olma sorunu
- YÖRE FESTİVALLERİ, ÇEŞME KAVUNU VE OYUKLAR
- ÇEVRE POLİSİ İŞE YARAR MI?
- Çeşme Projesi’ni kim sabote etti?
- ÇEŞME’DE KÖY MALLARI NE OLDU?
- ÇEŞME BU YÜKÜ TAŞIYAMAZ