-
ENGİN ÖNEN
Tarih: 07-10-2024 22:39:00
Güncelleme: 09-10-2024 09:20:00
Doğan Kuban hoca söylemişti, bizde felsefe eğitimi olmadığı için eleştiri genellikle hakaret olarak anlaşılır diye. Evet, bizde eleştiri bir diyalog şekli olarak görülmez, onun yerine dedikodu ve yalakalık tavrı tercih edilir.
Eleştiri aynı zamanda düşünce işidir. Bakış işidir. Tabi eleştirinin de akla dayanması ve tutarlı olması gerekir.
Nedense böyle bir giriş yapma ihtiyacı duydum. Çok da derin bir konu değil aslında ama benim dikkatimi çektiği için yazmak istedim.
Son on yıldır bölgemizde yerel festivaller yapılmaktadır. Hem bölge turizmine katkı hem de yerel üreticilerin ürünlerini pazarlamasına yönelik olduğu kadar kültürel faaliyetler de içermektedir bu festivaller. Alaçatı Ot Festivali ile başlayıp, Germiyan ve Barbaros gibi köylerde de içerik olarak zengin festivaller düzenlenmektedir. Ovacık’ta da Sakız koyunu ve Çeşme kavunu teması ile bu festival gelenekselleşmiştir.
Sakız koyunu, Çeşme kavunu, Germiyan ekmeği, kopanistipeyniri gibi pek çok yerel ürün bu şekilde bölgenin kimlik sembolleri olarak öne çıkarılmaktadır. Çeşme anasonu ve Çeşme soğanı kırk yıl öncesinde kaldı. Ama ne mutlu ki, sakız ağaçları bölgede yaygınlaşmaktadır.
Hadi başlayalım eleştirilere.
Bu festivallerdeki tutum genellikle belediye başkanı ve ekibine göre şekil almaktadır. Jüri üyeleri, konuşmacılar ve sanatçılar bu ilişki ağı içinde şekillenmektedir. Ama iyi niyetli olsalar da bu programları yapanlar bazen yereli yeterince tanımadıkları için bazı eksikliklere neden olmaktadır. Kim bilir belki de tercihtir bu.
Ovacık festivali için her yıl eksikliğini hissederim. Emekli öğretmen Ahmet Akgül, bu köyün en tecrübeli ve bilgili bir aydınıdır. Ovacık Köyünün tarihini yazmıştır yıllar önce. Neden Ahmet Hocadan bu festivale katılan konuklara bu köyün sosyal tarihini anlatması istenmez ki. Onun kitabında Çeşme kavunu ile ilgili Kurtuluş savaşı dönemine ilişkin bir anı okumuş ve çok etkilenmiştim. Hatta Alaçatı kitabıma aynen aktarmıştım.
Aynı şey Barbaros Oyuk Festivali için geçerli. Bölgedeki en nitelikli festivallerden biri şüphesiz. Köy Derneği öncülüğünde program yapılıyor. Ve bu komisyonda yer alan Aşkın Yaka’nın aklına, neden, babama da Barboros’un ve oyukların tarihini anlattırsak diye gelmez. Çok ilginç. Aşkın Yaka hocamız hem Barbaros’un tarihini hem de bölgede yaşananların anıların öykü kitabını yazmış bir aydın.
Bu eksiklikleri yıllardır düşündüğüm için geçen ay GülerKöstem hocamızın da yardımıyla, Köstem Zeytinyağı Müzesinde bir söyleşi düzenledik. Aşkın Hoca, Ahmet Hoca, İbrahim Topal ve ben bölgenin sosyal tarihinden bir kesit anlattık. İzleyenler oldukça keyifli ayrıldı bu buluşmadan.
Çeşme kavunu ile ilgili birkaç not ile tamamlayalım yazımızı.
Ovacık’taki kavun yarışmasından kısa bir video bölümügözüme ilişti. Jüri üyesi, kavunu eline almış tokatlıyordu. Kavun tokatlanmaz, Çeşme kavunu hiç tokatlanmaz. Kavun değil ki, koklayasın sözü var ya, Çeşme kavunu koklanarak da alınmaz. Çünkü kokmaz. Şekli, yüzeyi, rengi ve ağırlığı önemli kriterlerden bazılarıdır.
Alaçatı ile ilgili bazı arkadaşlarımızın yayınladığı bir kitapta da gördüm, Çeşme kavununa yer verilen bölümdeki fotoğraftaki kavun, Çeşme kavunu değildi.
Sezon bitti sayılır. Bu yıl sıcaklarla kavunlar daha dayanıksız hale geldi. Şu sıra Nohutalan yolunda satılan kavunların çoğu Kırkağaç’tan gelen kavunlar. Peki, Kırkağaç kavunu satılamaz mı? Satılır tabi, neden satılmasın? Ama Çeşme kavunu diye satılmasın. Buna gerek yok.
- ŞAKA GİBİ
- PORT ALAÇATI’DA YASA DIŞI FAALİYETLER
- PORT ALAÇATI KARA DELİK Mİ?
- PORT ALAÇATI’DA NELER OLUYOR?
- ÇEŞME’NİN BİTMEYEN ÇİLESİ
- UNUTMAMALI: Çeşme Projesi İptali
- Cumhuriyet ve Zihniyet!
- Medya’nın tarafsız ve bağımsız olma sorunu
- ÇEVRE POLİSİ İŞE YARAR MI?
- Çeşme Projesi’ni kim sabote etti?
- ÇEŞME’DE KÖY MALLARI NE OLDU?
- ÇEŞME BU YÜKÜ TAŞIYAMAZ